Ahududu ve böğürtlen, gülgiller (Rosaceae) familyasına ait iki önemli meyvedir. Çoğu zaman birbirine karıştırılan bu meyveler, hem tat hem de görünüm açısından benzerlikler taşımaktadır. Bununla birlikte, yetişme koşulları da büyük ölçüde örtüşmektedir. Ahududu ve böğürtlen genellikle sulak alanlarda, ormanlık bölgelerde ve su kenarlarında yetişir. Sağlık açısından oldukça faydalı olan bu meyveler, A ve C vitaminleri bakımından zengindir ve birçok hastalığın önlenmesine katkı sağlar.

Ahududu ve Böğürtlenin Özellikleri

Ahududu ve böğürtlen, genellikle yaz aylarında taze olarak tüketilirken, kış aylarında reçel olarak tercih edilmektedir. Bu meyveler yüksek besin değerlerine sahiptir. Ahududunun ve böğürtlenin meyvesi, sulu ve etlidir. Olgunlaşmamış hali kırmızı olan bu meyveler, olgunlaştığında siyah renge dönüşür. Olgunlaşmamış hali ekşimsi ve mayhoş bir tat taşırken, olgunlaştığında tatlı ve lezzetli bir meyve haline gelirler. Ülkemizde oldukça sevilen bu meyveler, hızlı bir şekilde bozulma eğilimindedir. Öyle ki, öğlen toplanan ahududu ve böğürtlen birkaç saat içinde bozulabilir. Bu nedenle, toplandığı anda tüketilmesi ve ezilmeden toplanması gerekmektedir.

Ahududu ve böğürtlen, sağlığa olan faydaları ve lezzetleri ile sofralarımızda yerini alırken, aynı zamanda doğal bir ilaç olarak da değerlendirilebilir. Çabuk bozulmaları nedeniyle dikkatli bir şekilde toplanıp hemen tüketilmeleri gerekmektedir.